18 Ağustos 2014 Pazartesi

FREEMİUM

Son on yılda "free"ve "premium kelimelerinden oluşan "freemium" start-up lar ve akıllı telefon uygulama geliştiricilerinin kullandığı en yaygın iş modeli haline geldi.Kullanıcılar temel özelliklere ücretsiz sahip olabiliyor üyelik ücreti karşılığında daha zengin fonksiyonlara erişebiliyorlar.

Bu iş modeli ücretsiz özelliklerinin ikna edici pazarlama gücünün rüzgarını arkasına alarak yeni bir girişimin hızla büyümesini sağlıyor ve yüksek maliyetli reklam kampanyaları yada geleneksel satış gücü maliyetine katlanmadan yaygın bir kullanıcı tabanın oluşmasına imkan veriyor.Bu iş modelini uygulayan bir çok online firma uyguladıkları reklam modeline göre sürdürebilir gelir kaynağı yaratmayı başardılar.

Ücretli ve ücretsiz uygulamalar arasındaki denge "freemium"temel amacının yeni kullanıcılar olduğu bilinci ile kurulmalıdır.Ücretsiz teklifleriniz çok fazla ve trafiğiniz yüksekse farklı sektörlerde farklı stratejiler geliştirebilirsiniz "ödeme duvarı"stratejisi bunlardan biridir ve New York Times tarafından başarıyla uygulanmıştır.Yıllarca kullanıcılara limitsiz erişim sağlayan gazete önce 2011 yılında 20 makaleyi ücretsiz olarak sundu daha fazlasını isteyen okurlara "abonelik" zorunluluğu getirdi,2012 de ise ücretsiz makale sayısını 10 a düşürdü.

Bizim medya sektörümüzün bu stratejiyi iyice irdelemesi ve köşe yazarlarına karşı farklı bir gözlük takması gerekir olur olmaz kimsenin işine son vermez.!

Müşteriler ücretli kullanıma geçtiklerinde ne elde edecekleri konusunda kafa karışıklığı yaşamamalılardır.Linkedin ve Dropbox bu konuda iyi birer örnektirler.

Dropbox basit bir teklifle 200 milyon kullanıcının dikkatini çekebilmiştir kullanıcı adı ve şifresiyle kaydolan herkes 2 gigabaytlık bulut tabanlı saklama alanına erişebiliyor eğer saklama alanında yer kalmazsa aylık oldukça makul bir ücretle 100 GB saklama alanı satın alabiliyorsunuz başlangıç da kendi dosyalarınızı saklarken şimdi dosya paylaşımların dada bulunabiliyorsunuz.

Bir profesyonel yöneticiler networkü olan Linkedin ise ücretli olan premium üyelik için ne sunduğu konusunda halen net olamadığı için başarılı olamamakta ayrıca türev uygulama geliştirme konusunda zayıf kalmaktadır.

Sevgili Patron,

İş yaşamı ve iş modelleri hızla değişmektedir buna uyum sağlayamaz isen hayat zor olacaktır.

YÖNETİM İNOVASYONLARI

Yöneticiler günümüzün inovasyon baskısı ve iş gücünün değişen doğası karşısında şirketime rekabet avantajı kazandıracak yeni bir fikir,yeni bir model varmı dır sualininin cevabını aramalılar ve ona göre strateji geliştirmelilerdir.
Geçmişte öyle fikirler ortaya çıkmıştır ki altı sigma,yalın yönetim gibi bazı şirketlerin performansını  pozitif olarak olağan üstü etkilemiştir. 
Bir fikir her şirket için doğru olmayabilir örneğin GE nin "Notla ve Şutla" tarzı bir çok şirket tarafından taklit edilmiş ancak iç rekabet kültürü gelişmemiş organizasyonlarda başarısız olmuştur Microsoft bunlardan biridir şirket çalışanları kendi aralarında yoğun bir rekabete girerken diğer şirketlerle rekabet odağını ihmal etmişlerdir.
"Notla ve Şutla" çalışan performansının ölçüldüğü başarının terfi ve parasal olarak ödüllendirildiği başarısızlığın işe son verme veya yoğun bir eğitim sürecinin başlatıldığı bir sistemler bütünüdür.
Google'ın çalışanların zamanının %20 sini inovasyona harcamalarına izin veren politikası ve üst yönetimin hararetli desteği
bir çok yeniliği beraberinde getirmiştir ve Google bugün 144 milyar dolarla dünyanın en değerli şirketir.

Sevgili Patron

Kurum içi kültürün değişimlere açıksa " Gözle ve Uygula" yöntemi ile birçok fikri ithal edebilirsin ancak önemli olan o fikri oluşturan temeldir ve bunu çok iyi anlamak gerekir yoksa sonuç hüsran olabilir.

16 Ağustos 2014 Cumartesi

MARKA VE MARKALAŞMA 1

Geçtiğimiz günler de merak ettim dünyanın en değerli markası nedir diye.?

 GOOGLE 144 milyar dolar ile ilk sıra da peki Türkiye de durum ne.? 1.7 milyar dolar ile TÜRK TELEKOM ilk sıra da.Her ne kadar biri küresel diğeri yerel marka olsa da fark çok çarpıcı buda bize almamız gereken uzun bir yol olduğunu gösteriyor. 

Marka tüketicinin inandığı vaatlerinizdir çoğu zaman şirket logosu ile karıştırılır,Sabancı Holding tüm grup şirketlerinin isminin sonuna SA eklemiştir ancak SA eki almamış Türkiyenin ikinci en değerli markası Akbank dışında hiç biri marka olamamıştır.Koç Holding Beko yu markalaştırmak için yoğun çaba harcamış ancak bir sonuç alamamıştır. Ülker grubu bir dünya markası olan " Godiva" yı satın almış ancak şu ana kadar markaya bir yatırım yapmamış korkarım ki bir süre sonra kimse hatırlamıyacaktır.

   Sevgili Patron

Zihinlerde doğru bir algı yaratan marka ;
   - Daha yüksek fiyatlama
   - Daha düşük satış maliyeti
   - Daha düşük tanıtım maliyeti
   - Daha yüksek pazar payı
   - Daha fazla saygınlık
   - Daha fazla müşteri sadakati
   - Daha fazla çalışan sadakati 
yaratma imkanı verir buda sana ve hissedarlarına yüksek şirket değeri olarak döner.


8 Temmuz 2014 Salı

MAVİ OKYANUS STRATEJİSİ


 "Toplam Kalite Yönetimi" "Örnek Alma" vb. Yönetim teknikleri önemini kaybederken,"Vizyon-Misyon" "Müşteri Tatmini" "Müşteriyi Elde Tutma" " Stratejik Yönetim" gibi teknikler giderek daha da önem kazanıyorlar. 2004 yılında İnsead Business School da görevli W.Chan Kim ve Rence Mauborgne adlı iki profesör, Porter ın rekabet gücünü artırmayı hedefleyen "rekabette beş güç" tekniği yerine rekabeti etkisiz hale getirmeyi ve kendinle yarışmayı hedefleyen "Mavi Okyanus" stratejisini yönetim dünyasına kazandırdılar.
  Bu strateji dört ardışık adımdan oluşuyor ;
     1- Pazarının sınırlarını yeniden tarifle
Rekabetin henüz bakmadığı alanları tara bunun için senin ürünlerine alternatif olan ürün ve hizmetlerin pazarına bak.
     2- Rakamlara değil "Büyük Resme" odaklan.
     3- Mevcut talebin çok ötesine geç
Bunun için sadece müşterilerine değil "müşterin olmayanlara da" bak.
     4-Stratejik sıralamayı doğru yap
         - Tüketicinin aldığı fayda ve hizmet
         - Geniş tüketici kitlesini çekebilecek fiyat
         - Bu fiyatta kar ettirebilecek maliyet
         - En baştan başlayarak adımları tekrar tekrar gözden geçir uygulamana neler engel oluyor tek tek tespit et çözüm ekipleri oluştur ve çözüm üret.
    
        Sevgili Patron,
Unutma bu stratejinin hedefi rekabeti etkisiz hale getirmektir tıpkı savaşlarda ki gibi.

5 Temmuz 2014 Cumartesi

ŞİRKET DEĞERİ NASIL ARTAR.?


 Şirket değeri şirketiniz ister borsada işlem görsün ister görmesin hissedarlar için vazgeçilmez bir kavramdır.Şirket değerinin artışı dört yönlü bakış açısının birbirleriyle dengelenmesiyle mümkün olur.
Bu bakış açıları:
    1- Finansal Bakış
Öncelikle şirket içinde doğru,tutarlı,zamanında ve yararlı finansal bilgilerin üretiliyor ve değerlendiriliyor olması gerekir.Faaliyet karı,Serbest nakit,Hisse başı kar,Hisse başı temettü,Pazar payı,Büyüme hızı,Birim maliyetler...vb veriler ölçülmeli önceki dönemler ve mümkünse rekabetle karşılaştırılmalı gereken önlem varsa tespit edilmeli ve uygulanmalıdır.
     2- Müşteriye Bakış
Müşteriye hizmeti ve ürünü odak noktasına koymak esastır zira memnun müşteri sadık müşteridir unutmayalım ki mevcut müşteriyi elde tutmak yenisini kazanmaktan daha az maliyetlidir.Bu noktada müşteri ilişkileri hayati önem arz etmektedir ancak çağrı merkezlerinin mekanik cevap tuzağına düşmekten kaçınırken bıktırıcı olmamaya da özen gösterilmelidir.
     3- İş Süreçlerine Bakış
Bu bakış açısı şirketin anahtar süreçlerini eleştirel ve yaratıcı bir gözle irdelemektir.Üretimde mükemmellik,kalite anlayışı,stok kontrol,lojistik,yeni bir ürünün geliştirilmesi ve piyasaya sunulması.operasyonel denetim,kariyer yönetimi süreçlerden bazılarıdır.Süreçler analiz edilirken birbirini tekrar edenler ortaya çıkar ve elemine edilirler bu hem zaman hem maliyet tasarrufu getirir.
Süreçleri irdelemenin temel hedefi nerede iyiyiz nasıl daha iyi
olabiliriz,iyi olmadığımız noktaları nasıl geliştirebiliriz olmalıdır. 
      4- Öğrenme ve Büyüme Bakışı
Nasıl değişiriz ve değişirken de büyürüz sorusunun cevabıdır bu bakış açısı.Gelecekteki potansiyel performans,yatırım yapılacak alanlar,çalışanların gelişimi,iş başı eğitimler,mentorluk düzeni bu bakış açısının varacağı hedefler olmalıdır.

      Sevgili patron,
Yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım bakış açılarını benimseyen ve aralarındaki dengeyi kurabilen yöneticilerin varsa şirket değerin uçuşa geçer mutlu olursun.  

4 Temmuz 2014 Cuma

ZAMAN


Zaman en kısıtlı ve en kıymetli kaynaktır zira hiçbir şekilde geri gelmez yerine başka bir şey konmaz.Etkin yöneticiler zamanın nereye gittiğini fark ve tespit edenlerdir.Zamanın kayıt altına alınması zaman yönetiminin ilk adımıdır bu size gereksizleri ayıklama ortak olanları birleştirme fırsatı verecektir.

Öncelik görevleri planlama olmayıp zamanı planlamak olmalıdır burada anahtar bir işin uzmanı değilseniz onunla uğraşmak yerine o işin uzmanlarını bulmaktır.
  
    Sevgili patron,
Yöneticin zamanını yönetemiyorsa  hiçbirşeyi yönetemiyordur.

1 Temmuz 2014 Salı

YÖNETİCİ TRANSFERİ

 Bir yöneticiyi geçmişteki başarılı performansından ötürü şirketinize
transfer edeblirsiniz ancak onun başarısının devamı sizin ona hazırlayacağınız ve sahip çıkacağınız ortama bağlıdır.Bu ortam ona kendi bildiği tarzda yoğurt yemesine müsade etmelidir,siz sonuca odaklanın onun iş yapış tarzına değil aksi taktirde bir süre sonra huzursuzluk başlar zaten şirket içindeki geleneksel yapı su uyur düşman uyumaz misali pusuda beklemektedir.Bu durumda onu koruyacak sahip çıkacak olan sizsiniz bu koruma sadece sözle değil tutum ve davranışlarınızla hayat bulmalıdır.

      SEVGİLİ PATRON,
Bunu başarabilirseniz o yönetici hedeflere ulaşacak ve şirketinize değer katacaktır.