31 Aralık 2010 Cuma

SOSYAL VATANDAŞLIK..

               Bir çok patron belirli bir noktaya ulaştıktan sonra birden topluma karşı olan sorumluluklarını hatırlarlar ve genellikle bir vakıf kurarak bu sorumluluklarını yerine getirmeye çalışırlar.Kimi üniversite kurar kimi müze kimisi de yarışmalar düzenler muhtelif sosyal sorumluluk projelerine ön ayak olur. Kimi cebinden yapar kimi şirketi yada şirketleri üzerinden.

                  SEVGİLİ PATRON,

                 Her ne yaparsan yap ama kendi cebinden yap yoksa ne itibar görürsün ne de hayır duası alırsın.!!

ESKİ CEO LARINIZA OLAN TUTUM ...

               Bazı kültürler vardır şirketin kuruluşundan bu yana görev yapmış CEO ları nın veya en tepe yöneticilerinin fotoğraflarını yönetim kurulu toplantı salonun girişine asarlar ve farkında olmadan genç yöneticilere iddia ve motivasyon yaratırlar.

Bazı kültürler vardır ki eski tepe yöneticilerini hatırlamazlar.


                 SEVGİLİ PATRON,

                Gel sen ilk kültürü benimse zira ikincisi sana bir şey kazandırmaz aksine çok şey kaybettirir..!!

BALIK BAŞTAN KOKAR...

               Bir zamanlar Türkiyenin en büyük gruplarından birinin en tepe yöneticisi şirket yöneticilerinin ve yönetici adaylarının bir araya geldiği bir toplantıda ellerini havaya kaldırmış  "Arkadaşlar, elinizi bal kavanozuna sokun çekerken sakın ola avuçlamayın, parmaklarınızda kalan size yetecektir", bir başka ifadeyle muhterem "deveyi hamuduyla götürmeyin"diyordu.

                  SEVGİLİ PATRON,

                Balık baştan kokarmış sen sen ol böyle yöneticilere prim verme zira bir bakarsın deve hamuduyla gidivermiş.!!

AİLENİN KENDİ İÇİNDE SOSYALLEŞMESİ...

                Yabancı danışmanların bir zokası da aile içi çatışmaların önlenmesinde aile bireylerinin yılın belirli zamanlarında bir araya gelerek sosyalleşmenin aile içi çatışmalarda tampon görevi göreceği fikridir.

Bu görüş Türk toplumunun örf ve adetlerini bilmeyenlerin safsatasıdır zira "Geniş Aile" kavramı bu toplumun halen baskın unsurlarından biridir,hal böyle olunca yabancı danışmanların öngördükleri sosyalleşme aktiviteleri aile bireylerine "deli gömleği" giydirmeye benzer daha ilk toplantıdan itibaren kerhen yapılan bir aktiviteye döner.

                     SEVGİLİ PATRON,

                  Sen bizim özümüze,örf ve adetlerimize güven aileyi sosyalleştireceğim diye elinden kayıp gitmesine müsaade etme.

AİLE ANAYASASI...

              Son yıllarda kurumsallaşma çerçevesinde Aile şirketlerine yutturulan en büyük zokadır "Aile Anayasası".Özellikle yabancı danışmanlar büyük paralar alarak ve aile bireyleri arasındaki ilişkileri yazılı olarak düzenlenebileceğini ve bunun muhtemel çatışmalara engel olacağını iddia ederek "Aile anayasaları" hazırlatmışlardır,pratikte ise çatışmalar çıkmış ve hemen hemen tamamı raflarda tozlanmaya bırakılmıştır.

 Şurası bir gerçektir ve yadsınamaz aile içinde çatışma özellikle 3.nesilden itibaren kaçınılmazdır,kaçınılamaz olan bir şeyi önlemek yerine olduğu zaman ne yapılacağını düzenlemek çok daha akılcı değil midir.?

                SEVGİLİ PATRON,

                -  İlk Genel kurulda  % 51i bulanın yönetimi alacağı olmaz ise takip eden genel kurullarda Türk Ticaret Kanunun esaslarına uyan serbest bir "Ana Sözleşme" düzenle,

                - Şirketini halka aç, aç ki değer oluşsun

        Yukarıda sıralanan iki şeyi yaparsan çatışma çıksa da kaybeden de kazanan da mutlu olur ve şirketin devam eder.

PATRON DA OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER....

               Herkes içinden sorar ben dile getireyim ;

                    - Patron ne yukarıdan bakmalı nede aşağıdan yerine göre herkesle aynı seviyeye inebilmeli,
                    - Patron özür dileyebilmeli zira özür hem bir açıklama sunar hemde beklentiyi yönetir,
                    - Patron teşekkür etmesini bilmeli zira teşekkür karşıdakinin öz güvenini arttırı,
                    - Patron kıvırtmak yerine evet,hayır,bilmiyorum demeyi bilmeli,
                    - Patron ücretini verdim 24 saatin benim dememeli,
                    - Yıl başlarında milli piyango bileti hediye ederken arkasına ismini yazmamalı,
                    - Yıl başlarında çeyrek Cumhuriyet Altını vermeyi motivasyon aracı sanmamalı,
                    - Patron erişilebilir olmalı,
                    - Patron yöneticilerini hazm edebilmeli,
                    - Patron rakiplerini kıskan mamalı.............

                SEVGİLİ PATRON,

  Sen mutlaka yukarıdakilere ilave yapabilirsin..

VEZİR EDEN CEO...

                     
             
               - Cesur,
               - Basiretli,
               - Dürüst,
               - Kararlı,
               - İşine kendini adamış,
               - Koçluğu benimsemiş,
               - Hırsı aklına galebe çalmayan,
               - Arabayı atın önüne koşmayan,
               - Yalaka olmayan,
               -  Kararlarında zig zak yapmayan,
               - Vizyoner..........

           SEVGİLİ PATRON,

     Yukarıda sayılan özellikleri taşıyan bir CEO varsa "vezir olursun" yoksa rezil.

KRİZ KARŞISINDA NE YAPMALI...?

              Bizim patronlarımız krizlere karşı şerbetlidirler onlar sana yağ,akar yakıt,döviz vb. bir çok krizi görmüşlerdir ancak unutulmamalıdır ki bir krizde "şişmanlar zayıflar zayıflar kopar." 

 Kopmamak istiyorsanız şu üç şeyi aklından çıkartma,

                      SEVGİLİ PATRON,

               - Masraf ve Maliyet ayırımını iyi yap zira biri yok edilir diğeri iyileştirilir,
               - Çalışanlarını işten çıkartma kriz geçince iki kat verim alırsın,
               - Tedarikçilerine fiyat baskısı yapma zira birbirinize hep lazımsınız

PERAKENDEYLE İŞTİGAL EDEN PATRONLAR...

               Neredeyse 100 yıllık bir geçmişi olan ve " hard discount " mağaza konseptinin babası sayılan ALDİ zincir marketlerin başarısı mutlaka dikkatinizi çekmiştir ve merak etmişsinizdir "sır nerede"diye..

                SEVGİLİ PATRON,
            
                İşte o sırra ait bazı ip uçları ;

              - Ürün çeşitliliği.
              - Ödünsüz kalite anlayışı.
              - Kendi markanı merdiven altında yaptırmama
              - Müşteri güven ve sadakatını oluşturma.
              - Her gün bir detay iyileştirme.
              - Optimizasyon değil maksimizasyon.
              - Sorumlulk duygusu gelişmiş personel

            Liste uzayıp gider ancak bundan sonrası ücrete tabi.!!!

MAĞDUR GÖMLEĞİ...

              Çalışanların önemli bir bölümü üzerlerine "mağdur" t-shirt ü giyer ve "mağduru" oynarlar zira;
            - Toplum olarak kaderciyiz dir.
            - Bir çoğumuzda güven eksikliği vardır,"yapma,tu kaka,cız,daha küçüksün hele bir büyü bakalım vb." ile büyümüşüzdür.
            - Mağduru oynaya oynaya onu alışkanlık haline getirmişizdir.

                 SEVGİLİ PATRON,

            Bir grup mağdur t-shirt ü giyenler bir araya gelince beyin fırtınası yerine dedikodu fırtınası yaparlar sende bir bakmışsın istatistik oluvermişsin.

PATRON OLMAK...

              Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırma yeni kurulan şirketlerin %50 sinin ilk dört yıl içinde battığını ortaya koymuş,bizde bu konuda bir araştırma var mı bilemiyorum ancak kişisel düşüncem bu oranın daha yüksek olduğu yönünde zira ;


             1- Dışarıdan yardım almayı sevmeyiz bunu bir masraf kalemi olarak görür ve kendimizi herkesten daha akıllı olarak nitelendiririz.    

            2- İşi zevk alınan,keyif duyulan,sevilen bir uğraş olarak değil yapılması gereken bir uğraş olarak görürüz.   

           3- Kendimizden daha akıllı olduğunu düşündüğümüz insanları çevremizde bulundurmayı sevmeyiz.      

           4- Araştırma,literatür takip etme,örnek alma gibi alışkanlıklarımız yoktur.

                  SEVGİLİ PATRON,

               Bir şirkete sahip olmak,patron olmak takdire şayan bir şeydir ancak onu yönetmek farklı bir şey olup aşağı doğru giden asansörü yukarı çıkartmaya benzer ve eğer istatistik olmak istemiyorsan;


            - Dışarıdan alınan yardımı masraf değil yatırım olarak gör,bilmediğini öğrenmemek bunun için akıl sormamak asansörün halatlarından birini kopartmaya benzer.      

            - İşinden keyif al onu bir eğlence haline getir,unutma kerhen yapılan iş zarar keyif alınan iş kar getirir.          

            - Senden daha akıllı ve bilgili insanlarla çalış.            

ADINI KOYAMADIĞIM BİR PATRON TİPİ...

              Bir patronun yoldan geçen bir çalışanına şu talimatları verdiğini duydum ;
           1- ".... hanım,biliyorsunuz yeni bir vakıf kurduk başına da ... hanım geliyor kendisine yer ve özlük hakları konusunda yardımcı olur musun"
           2- birde arkadaşlara tembih et herkes "burası çekilmez bir yer 15 gün bile çekilmez ama ne yapalım ekmek parası" diye işlesinler ... hanımı.
          Gözlerim faltaşı gibi açılmış hayretle sorularımı sıralıyorum ;
         
            1- " talimat verdiğin arkadaş İnsan Kaynakları bölümündemi çalışıyor.?  hayır"pazarlama bölümünde" " peki neden ona söyledin," İnsan Kaynakları müdürünü işten çıkaracağım "" yerine bu arkadaş mı gelecek.? " hayır ".!!!!!!!!
            2-" Niye iş yerini kötülemelerini istedin.? "" sabır katsayısını ölçmek için."

                  SEVGİLİ PATRON,

             - Yoldan geçene iş verme alırlar sonra örgütün arap saçına döner vede "patron şu işi de bana verdi" muhabbeti başlar.
             - Şirketini kötülüyerek sabır katsayısı ölçmeye kalkma zira an gelir herkes şirketin kötü olduğuna inanır sende başlarsın sızlanmaya "neden işler kötü gidiyor" diye.

SUMO NEDİR..?

              Japon güreşi dediyseniz tüm sosyal paydaşlarınıza geçmiş olsun zira negatif enerji yüklüsünüz.SUMO "Sızlanmayı unut mutlu ol"demektir,şimdi öğrendiniz üzerine gidip bu öğrendiğinizi bilgiye çeviremiyor iseniz yeni ekonomide işiniz hayli zor..!

               SEVGİLİ PATRON,
           
              Bir SUMO bilgesi der ki "Kişisel sorumluluk almak sizi başkalarını suçlama,kıskançlık ve sızlanma tuzağından kurtarır." Bir düşünün bakalım böylemi yapıyorsunuz yoksa etrafınızı " yine şapkadan tavşan çıkardı" diye kıskanıyor musunuz...!!

30 Aralık 2010 Perşembe

ÇİFTLİK AĞASI....

      Patronlar genellikle çiftlik sahibi olduklarını doğal olarak da çiftliğin ağası olduklarını düşünürler. Ağa ne yapar; bir kahya tutar ve sonra kendi kurallarına göre verir, karşılığında itaat,sadakat ve hizmet bekler,adaleti de kahyanın yönlendirmesine göre dağıtır,zaman zamanda kahyayı şerifle olan ilişkilerinde kullanır.
      Kahyalar genellikle eski hesap uzmanlarından seçilir ki çiftliğin başı şerifle derde girmesin..!

            SEVGİLİ PATRON,

       Şu kahya ve çiftlik işini bir daha düşün ve bu arada ZÜĞÜRT AĞA filmini bir daha seyret belki sen terlikle kalmazsın..!!!!

DANSÖZ KİMDİR..?

      Hepimizin bildiği gibi sahnede göbek atan,kalça kıvıran ve bunu çok iyi yapan hanım yada zenne birde İş dünyasında bazı patronların bakış açısı ve onlara göre başarının anahtarı..!

        SEVGİLİ PATRON,

       İnan bana iş hayatında mutlaka ve mutlaka sizden daha iyi bir dansöz vardır neme lazım böyle bir dansözün karşınıza çıkması yerine siz siz olun bırakıverin dansözlüğü olup bitsin.

15 Aralık 2010 Çarşamba

PAZARLAMA NEDİR..?

              Şimdi buda nereden çıktı demeyin zira çoğu patron pazarlama deyince satış anlar ayrıca sadece gazete okurlar yönetim dünyasına ilişkin yayımlar pek ilgilerini çekmez.O halde benim biraz ışık tutmam yerinde olacaktır.
              1- Yöneticilerinizin işine müşterinin katılımını sağlayan bir yaklaşım tarzını benimsemelerini sağlayın.        

      2- Siz "pazarlama"benim yaşatıma kalite getirir ve bu
nedenle çalışanlarıma,müşterilerime,tedarikçilerime ve diğer sosyal paydaşlarıma en iyi hizmeti götürürüm,götürülmesini sağlarım anlayışında olun.         

      3- Müşterileriniz sizin işinizi "bu işin her tarafını kalite sarmış,kalite adeta bu işletmenin ruhu olmuş" olarak algılasınlar.      

      4- Ürettiğiniz mal veya hizmete anlam yükleyin ona ruh verin.           

      5- Herşey gönül işidir bizde zorlama olmaz anlayışında olun.            

      6- Şu formülü bayrak haline getirin : "daha fazla anlam=daha fazla ruh=daha fazla müşteri sadakati=daha fazla marjlı fiyat=daha çok satış=daha çok kar"

              SEVGİLİ PATRON,

              Yukarıda sıralananlar günümüzde pazarlama gurusu olarak bilinen BON GİLBREAT ın 21.yüzyılın başındaki olmaz sa olmazlarıdır.Bunların bilincindeyseniz ne ala yoksa işiniz   ....!

14 Aralık 2010 Salı

PATRONDAN LİDER OLURMU..?

      GE(Genaral Electric) nin ünü yaşadığı ülkenin sınırlarını aşmış CEO su Jack Welsh bir liderde olması gereken özellikleri 8 ana başlıkta toplamış bir göz atın bakalım hangileri sizde var.


       1- Enerji dolu musunuz yani hiç durmadan yol alabilme kapasiteniz var mı.?    

       2- Çalışanlarınıza bu enerjiyi aktarabiliyor musunuz.?    

       3- Şartlar ne olursa olsun karar alabiliyor musunuz.?   

       4- Aldığınız kararları uyguluyor musunuz yoksa zikzaklar mı yapıyorsunuz.?      

      5- Empati yapabiliyor musunuz yoksa ne merem şeydir şu empati mi diyorsunuz.?   

      6- Yenilikler karşı tutucu musunuz yoksa teşvik edici mi.?    

      7- Mahdumlarınıza,kerimelerinize,çalışanlarınıza sosyal paydaşlarınıza..vb örnek olabiliyor musunuz.?    

      8- Kazanmaya karşı hırslımısınız.?

       SEVGİLİ PATRON,    
       Sakın ola bu soruları cevaplamaya kalkma zira gerçek patron bunları kendinde aramaz bu özelliklere sahip olanı bulur ve işin başına geçirir.

10 Aralık 2010 Cuma

PATRON OLMAK BASİRET İSTER

              Türkiye de patronlar iki şekilde zuhur ederler,birincisi siyasi iklimin diğeri ekonomik iklimin ortaya çıkarttıkları.

Nasıl ortaya çıkarlarsa çıksınlar "iyi düşünmek,gerçekçi ve hazımlı olmak" şeklinde özetliyeceğimiz "basiret"ten yoksun iseler mutlaka ve mutlaka sahneden çekilirler.

Tasarruf Mevduatı Koruma Fonu (TMSF) nun portföyüne bir göz atarsanız o kadar çok örnek görürsünüz ki şaşırıp kalırsınız..

                 SEVGİLİ PATRON,

                Aman ha basiretinizi bağlamayın bağlamayın ki sonu hüsran olmasın.

PATRONLAR KİMDİR..?

          Patronlar ikiye ayrılır,birincisi bizzat işlerini kuranlar,ikincisi kurmuş olduklarını sananlar,bunlar kendilerinin patronlar için en makbul kategoriye girdiklerini varsayarlar,çoğu zamanda böyledir.

          SEVGİLİ PATRON,

          Aman dikkat kendini patron sananlar kurumuna en çok zarar verme potansiyeline sahip olanlardır bunlar mahdum veya kerimeniz olsa dahi..!